Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Mavi Marmara akınında vefat eden Çetin Topçuoğlu’nun ailesini İstanbul’da ziyaret etti. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman’ın Türkiye’ye ziyaretini eleştiren Kılıçdaroğlu, kapatılan Cemal Kaşıkçı cinayeti belgesine dair, “Yakında iktidar olacağız, evrakların nasıl açıldığını, hesapların nasıl sorulduğunu herkese, bütün dünyaya duyuracağız” dedi.
‘KAPANMIŞ BİR BAHİS DEĞİL’
CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu, ziyaretinin akabinde gazetecilerin soruların da cevap vererek açıklama yaptı. Mavi Marmara saldırısını üzerine konuşan CHP önderi, “Şehitlerimiz var. Şehitlerimizin kanı üzerinden İsrail’le pazarlık yapıldı ve mutabakat yeri arandı. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu dava, bitmiş bir dava değildir. Biz bu davayı kapatmış değiliz. Herkesin hakkını ve hukukunu korumak zorundayız. Siz kendi vatandaşınızın hakkını ve hukukunu korumayacak da ne yapacaksınız?” dedi. Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“O nedenle geldim, oturduk konuştuk, dertleştik. Olayı anlatan kardeşimiz gözyaşlarını tutamadı. Hala bu acı yaşanıyor. Bunu çözmek zorundayız. Bu hususta biz elimizden geleni yapacağız. Birtakım istekleri oldu o isteklerin de takipçisi olacağız Milletlerarası sularda şayet bizim insanımız katlediliyor ve bunların hakkı hukuku aranmıyorsa, bir gece yarısı mutabakatla kelamda barış yeri yaratılmak isteniyorsa bunu kabul etmiyoruz. Hasebiyle bu mevzu bizim için kapanmış bir husus değildir ve takipçisi olacağız.”
‘DOSYALARIN NASIL AÇILDIĞINI BÜTÜN DÜNYAYA DUYURACAĞIZ’
CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a ait de açıklamalarda bulundu. “Düne kadar her türlü hakareti yaptığınız, her türlü eleştiriyi yaptığınız bireyle kucaklaşıyorsunuz. Üç beş dolar için, üç beş kuruş için bunu Türkiye Cumhuriyeti devletinin kaldırması mümkün değildir. Bizim kaldırmamız mümkün değildir” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu ülkenin bir prestiji, saygınlığı vardır. Siz nasıl bu ülkenin saygınlığını prestijini üç beş kuruş için yerle bir edersiniz? Türkiye topraklarında bir cinayet işleniyor. Salman buraya gelmeden evvel cinayet belgesi da kapatılıyor. Onu da araştıracağız. O evrak da bizim için kapanmış bir belge değildir. Hiç kimse, ‘gider Türkiye Cumhuriyeti devletinde, bir konsoloslukta insanları öldürürüm, sonrasında üstünü kapatırız, böylelikle istediğim yerde cinayeti işlerim’ diye hevese kapılmasın. Bu dersi vermezseniz bu hevese kapılanlar olur. Bu dersi vermek zorundayız. Bu da bizim gayelerimizden bir adedidir. Türkiye’nin prestijine hiç kimse gölge düşüremez. Erdoğan’la oynuyorlar biliyorum. Tıpkı kayığa bindiler onu da pek biliyorum. Birebir kayığa binebilirsin, belgenin üzerini örtebilirsin lakin Allah’ın müsaadesiyle yakında iktidar olacağız, evrakların nasıl açıldığını, hesapların nasıl sorulduğunu, Türkiye’nin prestijinin nasıl korunduğunu herkese, bütün dünyaya duyuracağız. Bu ülke prestijli bir ülkedir. Ülkenin prestijini devleti yöneten birisi ayaklar altına alamaz.”
KILIÇDAROĞLU’NDAN ERDOĞAN’A: HÂKİM GÜÇLERE TESLİM OLMUŞ ÜZERE BİR HAVASI VAR
Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz’le bir görüşmesinin olup olmayacağı sorulan CHP başkanı, “Aslında görüşmek için kendisinden talebim oldu. Ancak baskı altında. Münasebetiyle o görüşme gerçekleşemedi. Medya önünde rahatlıkla şunu söyleyebilirim. Kendisinin de öldürülen nişanlısının da hakkını, hukukunu sonuna kadar arayacağız. O evrak da bizim için kapanmış bir belge değil” dedi.
Gazetecilerin, “Yunanistan’la tansiyon var. Adaların silahlandırılması durumu var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Kılıçdaroğlu, şu karşılığı verdi:
“Erdoğan iç siyasette üst perdeden konuşur alışılmış. Atar, meblağ, şunu yaparım, bunu yaparım ama… hayatın gerçeğine baktığınızda hiçbir şey yapmayan, eli kolu bağlı, bir manada kendisi hâkim güçlere teslim olmuş üzere bir havası var. İktidar değişecek. İktidar olacağız. Yunanlılar, Yunan yöneticileri bizim Kuva-i Milliyeci olduğumuzu biliyorlar. Bizim hangi gelenekten geldiğimizi, ülkenin çıkarlarını nasıl koruduğumuzu da çok uygun biliyorlar. O yöneticiler birebir vakitte merhum Ecevit’i de merhum Erbakan’ı da çok düzgün biliyorlar. Artık konuşsunlar. İktidara geldiğimizde o adalardaki silahların ne olacağını biz onlara göstereceğiz.”