Victor Tangermann
Bize en yakın yıldız sistemine ulaşmak, ışık suratında bile dört yıldan fazla sürer. Söylemek bile gerekmez, bir güneş sisteminden kaçmaktan bahsetmek, bunu yapmaktan çok daha güç bir iş. Buna rağmen, International Journal of Astrobiology mecmuasında yayınlanan yeni bir araştırmaya nazaran, ileri bir medeniyet bir gezegenin tamamını dev bir uzay aracı üzere kullanarak tam manasıyla bunu yapabilir.
Farklı biçimde söylersek, Houston Community College profesörü Irina Romanovskaya’ya kalırsa, rastgele bir yörüngede dönmeyen ‘serseri’ bir gezegen bir cankurtaran teknesi üzere hareket edebilir ve bir uygarlığın eski mesken sahibi yıldızını terk etmesine imkân tanıyabilir. Romanovskaya, “Dünya dışı medeniyetlerin gezegen sistemlerine gitmek, onları keşfetmek ve kolonileştirmek doğrultusunda uzayda serbestçe dolaşan gezegenleri yıldızlararası ulaşım emeliyle kullanabileceğini öne sürüyorum” diyor.
Tabiat, kozmosta yaşanabilir yeraltı okyanuslarını barındıran ‘serseri’ gezegenleri yaratarak bunu istemeden yapmış olabilir. Gökbilimciler uzun vakitten beridir Güneş Sistemi’ni saran Oort Bulutu ismi verilen bir bölgenin varlığından şüpheleniyorlardı; o, sistemimizi çevreleyen ve küçük ve buzlu gezegenlere konut sahipliği yaptığından şüphelenilen bir bölge.
Romanovskaya, bu tıp bir gezegene el koymamız halinde, uzun bir seyahatte hayatta kalmak için gereken her şeyi sağlayabileceğini argüman ediyor. “Serbest dolaşan gezegenler bizlere sabit yüzey yerçekimi, büyük ölçüde alan ve kaynak sunabilir” diyor: “Yüzey ve yeraltı okyanuslarına sahip özgür dolaşan gezegenler, tüketilebilir bir kaynak olarak ve uzay radyasyonundan korunmak için su sağlayabilir.”
Astronomi profesörü, bunun üzere bir gezegenin yaşanamaz ya da çok karanlık olması halinde, ileri medeniyetlerin bunları yaşanabilir hale getirmek maksadıyla füzyon reaktörleri üzere teknolojiler geliştirmiş olabileceğini öne sürüyor.
DÜNYA İÇİN BİR KURTARMA SEÇENEĞİ OLABİLİR
Romanovskaya, “kozmik otostopçuların” bir gün derin Güneş Sistemimizde eksantrik bir yörüngede dönen bir cüce gezegen olan ‘Sedna’ üzere gökcisimlerini kaçış aracı olarak kullanabileceğini düşünüyor. Başka yandan, Romanovskaya, ‘serseri’ bir gezegene otostop çekmenin yaratacağı olası sıkıntılardan birinin, çekirdekteki ısının tükenmesi ve “en sonunda sıvı su okyanusların varlığını koruyamaması (eğer bu türlü okyanuslar varsa)” olduğunu söylüyor.
Bunun dışında, bir medeniyetin hayatta kalması için değer taşıyan öteki kaynaklardan nitekim de çok uzakta olacaklardı. Romanovskaya, “Bu yüzden, dünya dışı medeniyetler hür dolaşan gezegenleri kalıcı konutlar haline getirmekten fazla öbür gezegen sistemlerine ulaşmak ve kolonileştirmek için bir yıldızlararası ulaşım aracı üzere kullanabilirler” diyor. Teorisi ayrıyeten, SETI [Dünya Dışı Zeki Yaşam] araştırmacılarının bir gezegeni ulaşım aracı olarak kullanan rastgele bir uzaylıyı saptamaya çalışabilecekleri, ilgi cazibeli bir mümkünlüğü da gündeme taşıyor.
Romanovskaya, “Yıldızlararası göç ve kolonizasyon bağlamında özgür dolaşan gezegenleri kullanan dünya dışı medeniyetler tarafından geride bırakılabilecek beklenen tekno-imzalar ve eserler ile bunların tekno-imzalarını ve yapıtlarını araştırma stratejileri öneriyorum” diyor. Bu durum, bir uygarlığın büyük kaçışı esnasında ona kısaca bir göz atmamız ve tahminen de Güneş’in uzak bir gelecekte ölümcül bir kırmızı dev haline gelerek Dünya’yı tehdit etmesi halinde öğrendiğimiz birkaç şeyi kullanmamızın mümkün olabileceği manasına geliyor.
Yazının özgünü Futurism sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)