Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında iktisattaki durum ve sıhhatteki şiddete dair açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın hekimlerle ilgili, ‘Giderlerse gitsinler’ kelamını hatırlatan Karamollaoğlu, “Cumhurbaşkanı’nın bütün tabiplerden ve milletimizden bir özür dilemesi gerekiyor” dedi.
Karamollaoğlu, “Cumhurbaşkanı, bizde tabip açığı varken bu ifadeyi kullanmıştı. Bütün dünya aslında hekim talebiyle karşı karşıya ve bizim hekimlerimiz da maalesef gittiler. Kimisi yurt dışına gitti, kimisi devlet hastanelerinden özel hastanelere, kimisi trafikte, kazada kurban gitti, kimisi de bu yaşanılan hadisede olduğu üzere bir kurşunla mezara gitti. Cumhurbaşkanı’nın aslında bütün hekimlerden ve milletimizden bir özür dilemesi gerekiyor. ‘Böyle bir laf tesadüfen ağzımdan çıkmış olabilir lakin niyeti aştı’ demesi icap eder diye düşünüyorum. Nasıl olur da bir ülke, aşikâr sebeplerden ötürü bütün tabiplere ‘nereye giderseniz gidin, umurumda değil’ manasında bir tutum sergileyebilir, hele de Cumhurbaşkanı” dedi.
Tıp fakültesinde okuyan öğrencilerin yabancı lisan eğitimi alarak yurtdışında iş imkanı aradıklarını anlatan Karamollaoğlu öteki ülkelerden gelen hekimlere mahkum oluruz diye telaş ettiğini belirtti:
“Tıp fakültesinde okuyan öğrencilerin büyük bir kısmı yabancı lisan kursuna gidiyor, üniversitesini bitirdiği vakit ‘acaba yurt dışında bir iş bulabilir miyim’ diye. Aslında dünyanın her tarafında bu açık olduğu için, bizim hekimlerimizin, tıp fakültelerimizin kalitesini dünyada biliyoruz, bizim hekimlerimize yüksek kalitede eğitim veriliyor, bundan ötürü da dışarıda tercih ediliyor. Hekimlerimizi kaybedersek maalesef nitelikli olmayan, kifayetsiz öbür ülkelerden gelen tabiplere mahkum oluruz diye telaş ediyorum.”
‘ENFLASYON CANAVARI TEZGAHLARI DEVİREREK İLERLİYOR’
İktidarın iktisat ve yönetme iradesi üzerinde artık tesiri kalmadığını belirten Karamollaoğlu şöyle konuştu:
İster kabul etsin ister etmesin, iktisat üzerinde artık iktidarın hiçbir tesiri kalmadığını ve Enflasyon canavarı, ipini kopartmış çarşı pazarda tezgahları devirerek ilerliyor. Yıllık enflasyon, makyajlı haliyle şu anda yüzde 78,62 olarak söylem ediliyor. Bu enflasyon oranı bile son 24 yılın en yükseği. Adalet ve Kalkınma Partisi, ekonomik başarısızlık açısından kendi periyodunu de aşarak geçmişe seyahate çıktı. Bu kadar makus bir ekonomik performansı, tüm iktidar gücünü tek başına kullandığı bir devirde gerçekleştirdi. Bu beceriksizliğe rastgele bir münasebet ve mazeret bulması mümkün değil. 19 yılı geçti, bu iktidar, tek başına ülkeyi yönetiyor.
Maalesef bütün organlarıyla yönetme yönetimini, iradesini ve yetkisini kaybetmiş bir iktidar var şu anda ülkemizde. En zirvesindeki cumhurbaşkanından bakanlarına, istatistik kurumunu yöneten, bütün kademelerde misyon almış şahıslarla maalesef kendi marifetlerini ortaya koyamayan, koyduğu vakit da sonuç alamayan bir takımla karşı karşıyayız. Bu iktidar, tabir yerindeyse çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıya, siyasi ömrü de tam da bu sebeple son bulmak mecburiyetinde.”
KARAMOLLAOĞLU ERKEN SEÇİM DAVETİ YAPTI
“Cumhurbaşkanı ülkemizi daha fazla yormadan erken seçim kararı almalı, bir türlü dizginleyemediği enflasyon canavarıyla bizi baş başa bırakmalıdır. Buyurun, milletin hakemliğine bir an önce gidelim. Biz, iş başına geldiğimizde, bütün milletimiz emin olsun ki bütün kararları istişare sonucu alacağız. Kesinlikle iş ehline verilecek. Enflasyon nasıl denetim altına alınır, insanımızın alım gücü nasıl yükselirmiş, ranta ve israfa ayrılan kaynaklar nasıl üretime ve istihdama aktarılırmış; döviz kuru, işsizlik, borç sayıları, bütçe açığı nasıl süratlice kapatılırmış göreceğiz, görecekler. İş bilenin, kılıç kuşananındır.”
’13. CUMHURBAŞKANINI BİZLER BELİRLEYECEĞİZ’
Altılı masanın beşinci toplantısını hatırlatan Temel Karamollaoğlu, “Ekonomi, dış siyaset, aktüel sorunlar ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hazırlıklarımızı daima birlikte gözden geçirdik. Atılacak adımlarla ilgili görüşlerimizi birbirimize aktarma imkanını bulduk. Sağduyu ve istişareye verdiğimiz ehemmiyet sebebiyle Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanını, Allah nasip ederse bizler belirleyeceğiz. Milletimiz müsterih olsun, bizler sorumluluklarımızın farkındayız. Ortak meselelerimizin tahlili ismine sorumluluk şuuruyla hareket ediyoruz ve etmeye de kendimizi mecbur hissediyoruz. Bu sorumlulukla, bu hislerle ülkemizin sorunlarını ve insanımızın meşakkatlerini çok kısa vakitte gidereceğimize canı gönülden inanıyoruz ve bunu birlikte başaracağımızı düşünüyoruz.”(HABER MERKEZİ)