Juno, 6 Ağustos 2011 de NASA tarafından Jüpiter’e ulaşmak gayesiyle yollanan bir uzay aracı. Fırlatılan uzay aracı 5 yıllık bir seyahatten sonra 5 Temmuz 2016 tarihinde Jüpiter’in yörüngesine girmeyi başarmıştı. Juno’dan gelen datalar, tahlil edilmeye başlandıkça insanoğlunun uzay hakkında bilgisi daha da artıyor. Son olarak Jüpiter’in nasıl oluştuğu açıklanarak büyük bir keşfe imza atıldı.
Jüpiter, güneş sistemindeki en büyük gezegen olmasına karşın gezegenin oluşumu hakkında bir bilgi bulunmuyordu. Uzay teleskopları gezegenin sırf gaz devlerinden oluştuğunu tespit edebilmişti. Gaz devleri, çoğunluğu gazlardan oluşan gezegenlere verilen bir isim.
Teleskoplar, gaz devinin üst atmosferindeki dönen girdap bulutlarının binlerce imgesi yakalayabiliyordu. Lakin Van Gogh’un Yıldızlı Gece tablosundaki girdaplara benzeri fırtınalar, gezegenin içini görmeyi engelliyordu.
Hollanda’daki Leiden Üniversitesi’nde bir astrofizikçi olan baş araştırmacı Yamila Miguel daha evvel Jüpiter ile ilgili yaptığı bir açıklamada “Jüpiter, güneş sisteminin yaklaşık 4,5 milyar yıl evvel formlandığı birinci birkaç milyon yılda oluşan birinci gezegenlerden biri olmasına karşın nasıl oluştuğu hakkında kesin olarak neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz” demişti.
Bilim adamları Juno aracından gelen bilgilerle gezegenin nasıl oluştuğunu nihayet açıklayabildi. Araştırma sonuçlarına nazaran Jüpiter’in, gaz devi haline gelmesi yuttuğu ‘bebek gezegenler’ den kaynaklı.
Araştırmacılar NASA’nın Juno uzay aracı tarafından toplanan yerçekimi datalarını kullanarak Jüpiter’in bilinmeyen bulut örtüsünün ötesine geçmeyi başardılar . Bu bilgiler, grubun, şaşırtan derecede yüksek ölçüde ağır element ortaya çıkaran dev gezegenin merkezindeki kayalık gerecin haritasını çıkarmasını da sağladı. Araştırmaya nazaran tahlil edilen bilgiler, Jüpiter’in genişleyen büyümesini beslemek için bebek gezegenleri yahut gezegenimsileri yuttuğunu gösterdi.