İZMİR – Memleketler arası Müzeler Konseyi’nin (ICOM), müzelerin dünya kültür mirasını yaşatma faaliyetleri ve değeri konusunda farkındalık yaratmak için başlattığı “Müzeler Haftası” aktifliği 1982 yılından bu yana Türkiye’de de kutlanıyor.
Son yıllarda kültürel etkinliklerle birlikte üniversite bünyesinde kurulan müzelerin sayılarında da besbelli bir artış kelam konusu. Sanatsal, kültürel ve doğal pahalar ile bütünleşen bir bölgede yer alan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi de bu bağlamda farklı bir müzeye mesken sahipliği yapıyor. Türkiye’nin birinci Kopya Heykeltıraşlık Yapıtları Müzesi’nde, antik periyot plastik sanatlarında öne çıkan yapıtların kopyaları sergileniyor.
Mulaj (Kopya) Müzesi’nin fikir babası olan ve kuruluşunda büyük emek harcayan Arkeoloji Kısmı Lideri Prof. Dr. Adnan Diler, üniversite bünyesinde kurulan müzenin, Türkiye’de bir birinci olduğunu belirterek, “Kopya heykel koleksiyonları, sanatsal eğitimlerin yanı sıra öğrencilerin yaratıcılıklarına katkı sağlaması ve kültürel mirasın muhafaza şuurunun pekiştirilmesine, arkeolojiye ilginin artmasında da kıymetli bir yere sahiptir” dedi.
‘HEYKELLERİN KOPYA EDİLMESİNİN TARİHİ ÇOK ESKİ’
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde antik devir plastik sanatlarında öne çıkan yapıtların kopyalarının sergileneceği bir müze kurma projesinin 2010 yılında hayata geçirildiğini tabir eden Diler, şunları söyledi:
“Kopya heykel müzeleri, birinci olarak 18. yüzyılda, heykel sanatının seyrinde değerli yere sahip, ulaşılması güç olan Yunan-Roma devrine ilişkin heykellerin kopyalarının elde edilmesiyle başlamıştır. Lakin heykellerin kopya edilmesi olgusu aslında çok daha önceye gidiyor. Roma periyodunda Klasik ve Helenistik periyot ünlü heykeltıraşların yapıtlarının mermer kopyaları kamusal alanları ve Roma villalarını süslüyordu. Ki bizler bu sayede antik müellifler tarafından bahsedilen pek çok eser hakkında etraflıca bilgi sahibi olabiliyoruz. Kopya heykel koleksiyonları, sanatsal eğitimlerin yanı sıra öğrencilerin yaratıcılıklarına katkı sağlaması ve kültürel mirasın muhafaza şuurunun pekiştirilmesine, arkeolojiye ilginin artmasında da değerli bir yere sahip.”
‘FARKINDALIĞIN ARTIRILMASI TEMEL HEDEFİMİZ’
Mulaj Müzesi ile birlikte sanat ve arkeolojinin birleştirici gücünü kültürler ortası diyalogda ve mültecilerin entegrasyonunda da tesirli bir formda kullandıklarını aktaran Diler, son olarak şu sözleri kullandı:
“Dünyanın birçok ülkesinde ve bilhassa de Avrupa’da çok sayıda mulaj heykel müzeleri bulunmaktadır. Arkeoloji kısımları bünyesinde 18. yüzyıldan itibaren kurulan bu müzeler, halkın arkeolojik yapıtlara ilgisinin artmasına da yardımcı olmaktadır. Öte yandan muhafaza şuurunun geliştirilmesi, toplum belleğinin oluşturulması, bilgi ve tecrübeyle birlikte farkındalığın artması, müze eğitimlerinin temel maksatları ortasındadır. Çünkü yaşadığımız coğrafya ve kültürel mirası buna çok elverişlidir. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Kopya Heykeltıraşlık Yapıtları Müzesi’nde gerçekleştirilen etkinliklerden biri buna güzel bir örnek oluşturur: Muğla’da yaşayan farklı yaş kümelerine ilişkin bir küme mülteci çocuğun müze ziyaretlerinde arkeoloji, tarih, edebiyat, ideoloji, doğal çevreyi müdafaa ve kültürel miras alanlarında eğitim verildi. Bu eğitimlerde, “arkeoloji nedir, insanlık tarihinin ortak kültürel mirası” üzere sorulardan hareketle, yapıtlarla temas kurularak ortak geçmişle günümüz ortasında bağ kurulması ve eşit bir geleceğin kurgulanması hedeflenmiştir.”