Etraf Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, çalışmalarını mümkün mertebe yakından izlediğim, iş yaparak, proje üreterek gündem olan başarılı bakanlardan biri.
Malum, geçen pazar günü İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nın yerine yapılacak olan Millet Bahçesi’ne birinci fidanı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dikmişti.
New York’taki Central Park’ın birkaç katı büyüklüğündeki Millet Bahçesi, İstanbul’un bilhassa de gelecek kuşakları için çok değerli bir armağan olacak.
Bu projede önemli emeği olan Kurum’la dün sabah geçen sonbaharda Ankara’da açılışı yapılan Millet Bahçesi’nde bir ortaya geldik, kendisine çeşitli bahisler üzerinde sorular yönelttik.
Bakan Kurum, “100 yılda yapılacak işleri 20 yıla sığdırdık” diyerek kelamlarına başladı.
“81 ile 500’den fazla Millet Bahçesi yapacağız” diye devam etti.
Bakanlığın üzerinde ağırlaştığı mevzular ortasında geniş halk bölümlerini ilgilendiren kıymetli meseleler var.
İnşaat maliyetlerinin yükselmesi ve alıp başını giden konut fiyatları nedeniyle, bilhassa sabit ve dar gelirliler için mesken almanın zorlaştığı bir devirdeyiz.
MESKENİ OLMAYAN DAR GELİRLİLER İÇİN KONUT PROJESİ! KİMLER YARARLANABİLECEK?
Bakan Kurum, geçenlerde ağustos ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklayacağı bir projeden kelam etmişti.
Dün, bu mevzuyu tekrar gündeme getirip şu bilgileri verdi:
– Vatandaşımızın adeta aidat öder üzere bir bedel ödeyerek mesken sahibi olması ile ilgili projeyi başlatıyoruz.
– Projeyle, dar gelirli vatandaşlarımızın mesken almalarını temin etmeyi hedefliyoruz.
– Projemizi konutu olmayanların alabileceği formda yapacağız. Cumhurbaşkanımız ağustos ayında projeyi kamuoyuna açıklayacak.
KONUT SAHİBİ OLMAYAN VATANDAŞLARA HAZİNE TOPRAKLARINI VERMEK PEŞKEŞ ÇEKMEKSE…
Konut fiyatlarında piyasa istikrarını sağlamak için bir ekip yeni adımlar atılacağını yeniden Etraf Bakanı Kurum’un ağzından işitmiştik.
Bunlardan biri, hazine yerlerinden muhtaçlık sahibi vatandaşlara arsa satışı/temini.
İstanbul, Ankara İzmir üzere konut talebinin yüksek olduğu yerlerden başlayarak kentin çeperlerindeki yerlere alt yapı hizmetleri götürülüp meskeni olmayan, gereksinim sahibi kimselere satışı yapılacak.
Dünkü buluşmamızda Bakan Kurum’a muhalefet etraflarının hükümetin bu kararını “Hazine yerlerinin peşkeş çekilmesi” biçiminde sunmasını nasıl değerlendirdiği soruldu.
Kurum şu karşılığı verdi:
“Alt gelir kümesinde olan, mesken sahibi olmayan vatandaşlara hazine topraklarını vermek peşkeş çekmekse, vatandaşımıza peşkeş çekiyoruz.”
KONUT ALABİLECEK BİRİKİMİ OLMAYANLARA MALİYETİN ALTINDA KONUT SATIŞI
Bakan Kurum’un kelamlarından, hem inşaat piyasasındaki fiyat istikrarının sağlanması, hem de gereksinimi olduğu halde konut alabilecek gücü olmayanların yararlanabilmesi için, TOKİ projelerinin güçlendirileceği anlaşılıyor.
Bu çerçevede;
– TOKİ geçmişte yılda 40 bin konut inşa ederken, bu sayı artık 100 bine çıkarılmış.
– Toplam konut üretiminde TOKİ’nin hissesi yüzde 7-9 üzere sayılarda olurken, bu oran artık yüzde 14’e yükselmiş.
– TOKİ, mevcut sayılara nazaran maliyeti 600, 700 bin lirayı bulan konutları yüzde 40-50 üzere oranlarda indirime giderek vatandaşa satacak.
– Ödemeler uzun vadeye yayılırken, yılda iki sefer yapılan artırımlar, TÜFE endeksine nazaran, yüzde 10’u geçmeyecek halde yapılacak.
Kurum, 20 yılda TOKİ marifetiyle 1 milyon 137 bin konut inşa edildiğini, dünyada bunun diğer bir örneğinin olmadığını lisana getiriyor.
ABB LİDERİ MANSUR YAVAŞ’A: ANKAPARK’I NEDEN ATIL HALDE BIRAKIYORSUNUZ?
Gelelim başlıktaki bahse…
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin üst geçitlere Ankapark’la ilgili astığı pankartlar Ankaralıların dikkatini çekiyor olmalı.
“Ankapark, belediyeye verilmiyor, çürümeye terkediliyor” biçiminde, “Belediye aslında burayı açık tutmak istiyor da öbür birileri bunu engelliyor” demeye getiren pankartlar bunlar.
Öğrendik ki mevzu mahkemedeymiş ve belediye ile daha evvelki işletmeci firma ortasında bir ihtilaf olduğu için açılamıyormuş.
Alışılmış, asıl niyet nedir, belediye açmak istese bir yolunu bulup açamaz mı o başka bir tartışma konusu olabilir.
Lakin Ankapark bu haliyle hakikaten çürümeye terk edilmiş üzere duruyor ve belediye tarafından sadece siyasi intikam niyetiyle işletmeye açılmıyorsa, hakikaten yazık olacak.
Hususla daha evvel de ilgilendiğini bildiğim için Bakan Kurum’a kelamını ettiğim pankartları hatırlatıp Ankapark sorununu sordum.
Sorunca anlaşıldı ki, Bakan Kurum bu bahiste da çok kaygılı.
Söylediklerini ve ABB Lideri Yavaş’a yaptığı davetleri aktararak yazıyı tamamlayayım:
“AÇIN VATANDAŞA, BEKLEMENİN KİMSEYE YARARI YOK””
“Burayı niçin atıl halde bırakıyorsunuz. Açın vatandaşa, yanlışsız, yanlış beklemenin kime ne yararı var. Algı üzerinden siyaset yaparak bir yere kadar gidebilirsiniz.
Yanlışsa gidip yıkacaksın, doğruysa sahip çıkacaksın, kullanılır hale getireceksin. Bunlar bir kıymettir.
Orada bir proje yapılmış. Tut bir tarafından, yanlış yanlışsız, büyük küçük. Bu türlü atıl bırakarak ne olacak? Asıl kamu malına ziyan vermek, bu türlü beklemektir.”