İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afet ve Acil Durum İdaresi Başkanlığında Kurban Bayramında uygulanacak trafik önlemlerine yönelik 81 vilayet trafik ünite amirleri ile görüntü konferans toplantısı gerçekleştirdi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Soylu, gündeme ait açıklamalarda bulundu.
DHA’nın haberine nazaran, Soylu, belediyelerin yabancı temsilcilik mensuplarıyla görüşme yapmasının Dışişleri Bakanlığı’nın müsaadesine bağlanmasını “Merkezi yönetimin toplum nezdindeki çürümüşlüğünü göstermek dışında manası yoktur” diyerek reaksiyon gösteren İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’na “Bu bir şımarıklıktır” diyerek yanıt verdi.
‘TÜRKİYE ÇADIR DEVLETİ DEĞİLDİR’
Soylu şöyle konuştu:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir çadır devleti değildir. 2200 yıllık bir devlet geleneğimiz var. Ve biz 2200 yıllık devlet geleneğini devam ettiriyoruz. Elbette ki dış temaslarımızın birçoklarında bizler kamu vazifelileri olarak Dışişleri Bakanlığımıza, dış temaslarımız konusunda hem bilgi vermek, hem onların bir kadro görüşlerini de almak devlet müktesebatı açısından, süreklilik açısından ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dış siyasetinin bir bütüncülük içeren anlayışı açısından gerçek olan bir yoldur. Bu ne birincidir ne de sondur. Cumhurbaşkanlığımız tüm kamu, kurum ve kuruluşlarına yönelik bu mevzudaki hassasiyeti bir sefer daha ortaya koymuştur.”
‘BU BİR ŞIMARIKLIKTIR’
Bakan Soylu’ya “Yeni alınan kararla, devlet kurumlarının yöneticileri de artık diplomatlarla görüşürken Dışişleri Bakanlığı’ndan müsaade almak zorunda. Sizin İBB ile ilgili bir açıklamanız vardı, nasıl değerlendirirsiniz bu kararı” sorusu yöneltildi.
İçişleri Bakanı Soylu, “Biz çadır devleti değiliz de bulunduğu yeri çadır kurumu olarak nitelendirenler var. Bu bir şımarıklıktır. Devletin ortaya koymuş olduğu bu hassasiyeti çürümüşlük olarak kıymetlendirmek de cehalettir” dedi.
“Bazı ülkeler, büyükelçilerimize yönelik, kimi bakanlar bilhassa kabul göstermemektedirler. Buna ilişkin bir mütekabiliyet uygulanmaktadır. Bunu kim bilebilir? Dışişleri Bakanlığı bilebilir” diyen Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“İlgili bir ülkenin bakanı yahut kamu seviyesinde bir üst yöneticisi yahut kamu vazifelisi bu türlü bir mütekabiliyet prensibinin varlığından yahut ilgili ülkenin bu türlü bir uygulamasından haberi olmadan bunu gerçekleştirebilir. Bu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dış siyaseti açısından bir nakısa oluşturur ki biz bununla daima karşı karşıyayız.
Her şeyden kendisine bir menfaat devşirmeye çalışan zavallılar elbette ki olacaklardır, kifayetsizler elbette ki olacaklardır. Bazen niteliksizliklerini ve iş yapma kabiliyetlerinin yoksunluğunu arbedeyle örtmek isteyenler her daim olacaklardır.” (HABER MERKEZİ)